Uzun Evrimsel Süreç'te birbirlerine adapte olacak şekilde evrimleşen hücreler, dokular, organlar ve sistemler, bir bütün olarak çok hücreli, karmaşık canlı formlarının varlığına sürekli katkı sağlarlar. Fakat bu sistemler arasında birkaçı, farklı bir özellik sayesinde öne çıkmaktadır: Bazı sistemler, diğer sistemlerin çalışması için vardırlar. Evet, sistemlerin her birinin olmazsa olmaz olduğu doğrudur; ancak bazı sistemlerin, diğer sistemlerle ilişkili olmayan çok spesifik görevleri vardır (sinir sisteminin düşüncelere, reflekslere, hafızaya ev sahipliği yapması gibi). Ancak özellikle Dolaşım Sistemi, sürekli olarak diğer organ ve sistemleri "besleyen" bir besin kaynağı olarak karşımıza çıkmaktadır. Elbette bu görevinin temelinde, yenilen besinlerin sindirimi, dolayısıyla Sindirim Sistemi yatmaktadır.
Canlılar yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için enerjiye ihtiyaç duyarlar. İhtiyaç duyulan bu enerji besinlerden sağlanır. Canlıların hücrelerinde enerjinin üretilebilmesi için gerekli olan besin ve oksijenin hücrelere taşınması gerekir. Ayrıca hücrelerde yaşamsal faaliyetler sonucu oluşan karbondioksit gazı ile zararlı atık maddelerin de boşaltım sistemi organlarına getirilerek vücut dışına atılması gerekir.
Hücreler için gerekli olan besin ve oksijenin hücrelere taşınmasını, hücrelerde yaşamsal faaliyetler sonucu oluşan karbondioksit gazı ile zararlı atık maddelerin boşaltım organlarına (akciğerlere ve böbreklere) iletilmesini sağlayan sisteme dolaşım sistemi (kalp – damar sistemi) denir.
(Hücrelerde yaşamsal faaliyetler için gerekli olan ve sindirim sisteminden kana geçen besinler ile solunum sistemi ile akciğerlerden kana geçen oksijen gazını hücrelere taşıyan, hücrelerde yaşamsal faaliyetler sonucu oluşan karbondioksit gazını akciğerlere, zararlı ve atık maddeleri böbreklere (boşaltım sistemi organına) götüren sisteme dolaşım sistemi denir).
Dolaşım sistemi kalp, damarlar ve kandan oluşur. Kalp ve damarlara dolaşım sistemi organları denir.
Dolaşım Sistemi, vücutta bulunan hücrelerin ihtiyaç deposudur.
1- KALP (YÜREK) :
Kalp, göğüs boşluğunda, diyaframın üstünde ve iki akciğer arasında, göğüs kemiğinin arkasında, sivri ucu sola yatık durumda, koni şeklinde ve herkesin yumruğu büyüklüğündeki organdır. (Yetişkin kadınlarda 230 – 280 gr, yetişkin erkeklere 280 – 340 gr arasındadır).
a) Kalbin Görevi :
Kalp, kasılıp gevşeyerek kanın damarlar içinde bütün vücudu dolaşmasını sağlar. Kalp, vücutta pompa görevini görür. Kanı vücuda pompalar ve tekrar toplar.
b) Kalbin Yapısı :
• Kalp, çizgili kaslardan yapılmıştır fakat isteğimiz dışında çalışır.
• Kalp, üstte iki kulakçık, altta iki karıncık olmak üzere toplam 4 odacıktan oluşur.
• Kulakçıkların arasında ince, karıncıkların arasında kalın kas tabakası bulunur. (Bu nedenle karıncıklar, kulakçıklardan daha güçlü kasılırlar ve gevşerler).
• Karıncıklar kulakçıklara göre daha geniştir.
• Kulakçıklar ve karıncıklar arasında, kulakçıklardan karıncıklara kan geçişini sağlayan kapakçıklar bulunur. Kapakçıklar, kulakçıklar kasıldığında kanın karıncıklara inmesini sağlar, karıncıklar kasıldığında kanın karıncıklardan kulakçıklara dönmesini engeller. (Sağ kulakçık ile karıncık arasında üç parçalı, sol kulakçık ile karıncık arasında iki parçalı kapakçık bulunur).
• Kalbin sağı ve solu kaslardan yapılan duvar ile ikiye ayrılmıştır.
• Kalbin sol tarafında temiz kan, sağ tarafında kirli kan bulunur.
• Kalbe kan getiren damarlar kulakçıklara bağlıdır. Bu nedenle kalbe gelen kan kulakçıklarda toplanır.
• Kalpteki kan, karıncıklardan pompalanır, gönderilir.
• Kalbin üzerini örten kalın, esnek ve dayanıklı olan zara kalp zarı (periton) denir. Bu zar ile kalp arasında kaygan bir sıvı bulunur. Bu sıvı kalbin rahat çalışmasına yardım eder.
• Besin ve oksijen yönünde zengin olan açık renkli kana temiz kan denir.
• Besin ve oksijen yönünde fakir olan koyu renkli kana kirli kan denir.
c) Kalbin Çalışması :
Kalp, çizgili kaslardan yapılmıştır fakat isteğimiz dışında çalışır. Kalp, kasılıp gevşeyerek vücuttaki kanı toplar ve tekrar vücuda pompalar.
Kalp çalışırken kulakçıklar ve karıncıklar sırayla kasılıp gevşerler. Kulakçıklar kasılırken karıncıklar gevşer, kulakçıklar gevşerken de karıncıklar kasılır. Kasılma anında odacıklardan kan gönderilir, gevşeme anında odacıklara kan dolar.
1- Kulakçıklar Gevşer, Karıncıklar Kasılır :
• Kulakçıklar Gevşerken :
• Vücuttaki hücrelerde kirlenen kan, alt ve üst ana toplardamarları ile sağ kulakçığa gelir.
• Akciğerlerde temizlenen kan, akciğer toplardamarı ile sol kulakçığa gelir.
• Karıncıklar Kasılırken :
• Kapakçıklar kapanır.
• Sağ karıncıktaki kirli kan, temizlenmesi için akciğer atardamarı ile akciğerlere gönderilir.
• Sol karıncıktaki temiz kan, aort atardamarı ile vücuttaki hücrelere pompalanır.
2- Kulakçıklar Kasılır, Karıncıklar Gevşer :
• Kulakçıklar Kasılırken :
• Kapakçıklar açılır.
• Sağ kulakçıktaki kirli kan, kapakçıklardan geçerek sağ karıncığa gelir.
• Sol kulakçıktaki temiz kan, kapakçıklardan geçerek sol karıncığa gelir.
• Karıncıklar Gevşerken :
• Sağ karıncık, sağ kulakçıktan gelen kirli kanı depolar.
• Sol karıncık, sol kulakçıktan gelen temiz kanı depolar.
d) Kanın Vücutta İzlediği Yol :
• Vücuttaki hücrelerde kirlenen kan, alt ve üst ana toplardamarları ile sağ kulakçığa gelir.
• Sağ kulakçıkta depolanan kirli kan, kapakçıklardan geçerek sağ karıncığa gelir.
• Sağ karıncıktaki kirli kan temizlenmesi için akciğer atardamarı ile akciğerlere iletilir (pompalanır).
• Akciğerlerde temizlenen kan, akciğer toplardamarı ile sol kulakçığa gelir.
• Sol kulakçıkta depolanan temiz kan, kapakçıklardan geçerek sol karıncığa gelir.
• Sol karıncıktaki temiz kan, aort atardamarı ile vücuttaki bütün hücrelere pompalanır.
Oksijen taşıma sistemi; kalp , kan damarları ve kandan meydana gelir.Kalbin sağ yarısı ; akciğerlere tekrar oksijen doldurmak için kan pompalar. Oksijenli kan; daha sonra kalbin sol yarısına akar. Kalp kası kasıldığında ( kalp atım sayısı ), kan damarları aracılığıyla vücudun bütün bölümlerine kan pompalanır. Kan, kaslara ulaştığında, içinde bir miktar oksijen, karbonhidrat ve yağ gibi besinlerin bulunduğu daha küçük kan damarlarına ( kapiller ) akar, bunlarda kas fibrilleri tarafından kullanılmak için salıverilir.
VENTİLASYON
Hava; midenin üzerindeki kasın ( diyafram ) geniş kubbe şeklinde tabakasınınkasılmasıyla akciğere çekilir. Diyafram kısa olarak rahatlattıktan sonra, akciğer içindeki hava dışarı verilir( Nefes verme ). Akciğer içindeki ve dışındaki bu havanın hareketi; Ventilasyon (solunum yoluyla oksijen alma ) olarak adlandırılır ve ventilasyon oranı; bir dakikada, dışarı verilen hava miktarının ölçümü olarak tanımlanabilir. Dinlenik bir durumdaki Ventilasyon, havada dk da 5lt dolayındadır. Egzersiz esnasında ventilasyon, kaslarda oksijen ihtiyacının fazlalaşmasından dolayı artar ve antrenmansız bireylerde 100 lt / dk’ ya yükselebilir. Mükemmel derecede iyi çalıştırılmış sporcular için bu; dakikada 200 litreyi aşabilir. Maksimum ventilasyon, antrenman ile arttırılabilir.
DOLAŞIM
Kalbin fonksiyonu, vücuda kanı pompalamaktır. Cardiac Output ( Cardiac = Kalp ); kalbin dakikada pompaladığı kan miktarıdır. Her kalp atışında pompalanan kan miktarı, Stroke Volume ( Atım miktarı ) olarak adlandırılır. Heart Rate ( Kalp atım sayısı ), Kalbin dakikada vuruş sayısını ifade eder.
Cardiac Output ( Dakikada pompalanan kan miktarı ) = Storeke Volume( Atım miktarı ) X Heart Rate ( Atım sayısı ). Dinlenik durumda, her kalp vuruşuyla aşağı yukarı kanın 80ml’si pompalanır(Stroke Volume) ve normal kalp atım sayısı (Heart Rate ), dakikada 60 vuruş dolayındadır (vuruş / dk ). Buna göre, Dinlenik durumda kalp, dakikada kanın yaklaşık 5lt’sini ( 80 ml x 60 vuruş / dk ) pompalar Cardiac Output )
KALBİN DAKİKADA POMPALADIĞI KAN MİKTARI CARDIAC OUTPUT )
Cardiac Output; çalışan kasların oksijen ihtiyacının bir sonucu olarak, egzersiz sırasında artar. Dinlenik durumda 5 lt / dk olan pompalanan kan miktarı maximal – yoğun bir egzersiz sırasında 25 lt / dk’ ya yükselir. Bu Cardiac Output ta sık sık gözlenir.
HER KALP ATIŞINDA POMPALANAN KAN MİKTARI (STROKE VOLUME )
Egzersiz esnasında kalbin pompaladığı fazla kan, Stroke volume’de ki artışın kısmi bir sonucudur. Maksimal – yoğun egzersiz sırasında, Cardiac Output 25 lt / dk olurken, Stroke Volume; Dinlenik durumdaki 80 ml’lik değeri ile karşılaştırıldığında 125 ml olabilir. Dayanıklılık antrenmanı kabin daha fazla kan tutmasına olanak sağlar ve onun kassal yapısını daha güçlendirir. Sonuç olarak kalp, her atımında daha fazla kan pompalayabilecektir ve Storeke volumedeki artış, antrenman periyodundan sonra gözlemlenen, daha yüksek bir maksimum Cardiac Output’un sonucudur. Her kalp atışında kanın 200 ml’lik değeri; birinci sınıf dayanıklılık sporcularında ölçülmüştür.
KALBİN DAKİKADAKİ KALP ATIM SAYISI ( HEART RATE )
Dinlenik durumda kalp dakikada yaklaşık 60 kere atar. Çok iyi çalıştırılmış dayanıklılık sporcuları, daha düşük Dinlenik kalp atım sayısına sahiptirler. Bu, olağanüstü durumlarda, 30 vuruş / dk’ nın altında olabilir. Egzersiz sırasında kalp atımı, Cardiac Outputtaki artışın sonucunda yükselir.20 yaş civarındaki kadın ve erkelerin maksimum kalp atım sayıları, 200 vuruş / dk civarındadır.
KAN
Yetişkinlerde ortalama kan miktarı, takriben 5 lt’dir. Kanın % 40 – 45’i kırmızıkan hücrelerinden oluşur. Kanın kalan bölümü, plazma olarak adlandırılan bir sıvıdır. Kanın kırmızı rengi, kan hücrelerinde bulunan hemoglobin proteinlerinden dolayıdır. Hemoglobin, oksijen taşır ve oksijenin kullanıldığı vücudun bütün bölümlerine, akciğerlerden oksijen nakledilmesi için çok önemlidir. Hemoglobin konsantrasyonu antrenman ile değiştirilemez, ancak toplam kan miktarı arttırılabilir. Kan miktarının, birkaç yıl yapılan dayanıklılık antrenmanı ile 5 lt’den 7 lt’ye çıktığı bulunmuştur.Kan miktarındaki artış, kaslara oksijen temin etme kapasitesini arttırır. Plazma içindeki protein, yağ ve karbonhidrat nakledilebilir. Bundan başka plazma; farklı dokulardan salıverilen laktik asit gibi maddeleri dışarı atar. Egzersiz sırasında kan; aktif kaslarda meydana gelen ısının deriye nakledilmesinde de önemli bir role sahiptir. Aşırı sıcaktaki egzersiz sırasında, deriye akan kanda bir artış olacağından bundan kaçınılabilmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder