Bu Blogda Ara

30 Eylül 2011 Cuma

savunma prensipleri









SAVUNMA YAPMAK


Bir forvet oyuncusu için boşluk çok önemlidir.Boş sahada topla buluşan bir forvet topu kontrolü altına almaya vakit bulur.Futbolda da boşluk demek vakit demektir.

Boşlukların taktikler bakımından da takım oyunu bakımından da önemi vardır.Savunma oyuncuları karşı takın forvetlerine sızacak boşlukları vermemeye çalışırlar.Fakat tüm sahayıda ellerinde tutmaları imkansızdır.Bu nedenle sahanın çeşitli yererinde önemli boşlukları kontrol altında tutmak en akıllıcasıdır.

Topu kontrol altına alan forvet oyuncusu çalım atma imkanına da sahiptir.Sırtını döner,omuz ve kalçalarını oynatır,savunmaya korkunç anlar yaşatabilir.Böyle oyuncuların tek derdi topu kontrol edebilecek boşluk bulmak ve topla dönüş sağlamaktır.Dolayısıyla oyun da toptan daha tehlikeli oyuncu yok ama topla birlikte çok daha tehlikeli oyuncular vardır.

_______ DÖRT' LÜ DEFANS ZİNCİRİ ____


Futbol oyunun da alana yayılmak taktiksel bir anlayıştır.Bir an da yada pozisyondan doğan sayısal azınlıkta


  • Top kazanmak


  • Rakibin 2v1 oyunun da topu geri almak ve sayısal üstünlük sağlamak


  • Takım bütünlüğünü toplu halde sağlamak


  • Bloklar arasın da sıkı bağ kurmak


  • Belirlenmiş görev dağılımı ve alan paylaşımıyla oyun alanını daraltmak


  • İyi bir dörtlü defans uygulandığın da etkili hücum organizasyonu yaratır.


  • 4' lü defans orta saha ile sıkı işbirliği içinde olmalıdır.


  • Defansla orta saha arasındaki mesafe çok büyük olmamalıdır.(max:20m min 5m ) olmalıdır.


  • Oyunun derinliğine ve genişliğine göre her oyuncu arasındaki mesafe ( 5m ile 8m ) arasında olmalıdır.


  • Korunan bu mesafe karşılıklı güveni bununla beraber takım içi güveni sağlar.


  • Sahanın uzunluğunu düşünürsek topun olduğu yer dar alandır.Bu nedenle 4'lü defans zincirinde kademe anlayışı çok önemlidir.


  • Zincir defans da bekler rakibin hücum oyuncularını gol tehlikesi olmayacak bölgeye itmeye çalışırlar. Duruma göre rakibi içe ve dışa yönlendirirler.
SAVUNMA İLKELERİ



  • OYALAMA


  • DERİNLİK


  • DESTEK


  • PRES-MARKAJ


  • KONSANTRASYON


  • SAYISAL DENGE
Yukarıda ki savunma ilkeleri takımın sahaya yayılışıyla doğrudan ilişkilidir.Savunma ilkelrini sadece savunma oyuncuları uygular diye birşey yoktur.Tüm oyuncular bireysel,grup ve takım savunmalarını bu ilkeler doğrultusunda yapılandırılmış olması gerektiğini ve etkin bir savunmanın ileri uçla başladığını öğrenmelidirler.


Oyalama : Savunmada temel amaç dikkatli ve sert savunma bloku oluşturmaktır.Topla birlikte hücum eden rakip oyuncuyu zekice durdurabilmek,rakibi kaleden uak tutabilmek,gerek içe ve dışa yönlendirerek hücum dengesini bozmak olmalıdır.Bunla birlikte savunmaya dönemeyen ileride kalmış oyuncuların dönmesini sağlamak. Oyalamayla kazanılan bir kaç saniye rakibin hücumunun gecikmesine bireysel savunmada oyundan düşmemeye ve takım btünlüğünün korunmasını sağlar.Takım içi güveni yeniler.

Derinlik : Tipik destek ilkesine benzer bir savunma ilkesidir.Fakat sahanın eni ve boyunun düşünldüğün de topun olduğu yer dar alan kabul edilerek etkili pres ile rakibin uzun ve hızlı hücumunun önlenmesi için uygulanan set oluşturma olarak tanımlanabilir.Savunma,orta saha bütünlüğü ile forvetlerin baskı kurmasıyla derinlik kurgusu yapılmalıdır.Genel amaç topun kazanılması ile rakibin kale hatınıza doğru mesafe almasına engel olmaktır.

Destek : Bu ilke bir ve daha fazla oyuncuyla sağlanır.Bu savunma konum olarak Top-Rakip ve kaleye göre alınan mesafe ve açı önemlidir.Bu savunma prensibi etkin uygulandığında takım oyuncuları arasında ciddi bağı ve güveni kazandırır.Savunmada geriye dönerek destek olmak ve topsuz rakip oyuncuyu markaja almak; baskı kuaracak oyuncuyada rahat hareket etmesine olanak sağlar.Topun kazanılmasında uzmanlar tarafından anılması gereken oyuncular olmalıdırlar.Görnürde baskı yapan oyuncuyla kazanılan top aslında markaj altına alınan oyuncu kapatıldığı için kazanıldığı bilinmelidir.

Pres-markaj: Öncelikle savunmaya geçişte takım halinde btünlük sağlanmalı rakibin ani ve önemli hücum girişiminde topun geri alınması düşünülmelidir.Bir orta saha mücadelesinde; Top kazanma uğruna çok riskli ve agresif baskı yaparak kendi savunma şeklinizide bozabilirsiniz.En akıllı seçenek; Toplu rakip oyuncuyu ayak pençeleri zerinde ayakta kalarak kontrol etmek ve onla oynamayı tercih etmek olmalıdır.Burada top kazanmak için sabırlı ve uygun zamanı kollamak ve doğru karar alarak presle kazanmak olmalıdır.

Konsantrasyon (özlülük): Kendi yarı alanında savunma yapan takımlar aralarında, önde ve arkalarında az alan bırakarak oyun alanını otomatik dar alan oluştururlar.Böylece sıkışan alanda takımın dengesi ve konsantrasyonu çok az etkilenir.Bunun tam tersi takım halinde rakip yarı alanda alan daraltarak da kapalı savunma uygulanabilir.

Sayısal denge  :    Bu savunma prensibi dengesiz bir top kaybında geri dönemeyen oyuncular ile ilişkili bir savunma şeklidir.Bu prensip de sadece topun gerisinde çok oyuncunun olması yeterli değildir.Bununla beraber oyun alanının eni ve boyuna dağılım sağlanmalıdır.Dengeli savunmanın sağlanması ve yer bulmada savunmacıların kendi konumu,rakibin topa olan uzaklığı belirleyicidir.







25 Eylül 2011 Pazar

ENERJİ SİSTEMLERİ

                                       ENERJİ  SİSTEMLERİ  :

        Müsabaka ve antrenman boyunca fiziksel ve zihinsel faaliyetlerin sürdürülebilmesi için enerji bir zorunluluktur.Her türlü hareket bir enerji sistemine gereksinim duyar ve enerjisiz açığa çıkmaz.Ne enerjisiz hareket nede hareketsiz enerji söz konusu olabilir.
       Enerji besinlerin parçalanıp sindirilmesiyle elde edilir.Hareket ise kasların kasılıp, gevşemesiyle ortaya çıkar.Dolayısıyla yüksek enerji meydana getiren ATP ( Adonezintrifosfat) kas hücrelerinde depo edilirler.ATP siz kas kasılması meydana gelmez.Besin maddelerinin parçalanıp enerji meydana çıkarması, her zaman ATP nin yeniden sentezine yardımcı olur.
ATP ( 1 molekül  adonezin+3 molekül fosfat ) içermektedir.
       İlk olarak kas kasılmasının oluşması : ATP -----> ADP + P ' ye dönüşmesiyle enerji elde edilir.3 fosfat' lı ATP ' den 1 fosfat ayrışarak ADP oluşumu sağlar.ATP depoları kaslar da sınırlıdır.Fiziksel aktivitenin devamı için ATP nin tekrardan sentezine ihtiyaç vardır.Fiziksel aktivitelerin çeşidine göre ATP' nin üç değişik yoldan yeniden sentezi yapılır.
  •                AEROBİK SİSTEM ( oksiyenin kullanımının varlığının olduğu çalışma)
  •                ANAEORBİK SİSTEM ( atp-cp sistemi ) enerjide yağların ve oksijenin kullanımı
  •                ANAEROBİK LAK-TAT SİSTEMİ ( oksijensiz aktivitenin yağları kullanarak )
AEROBİK SİSTEM :    Oksijenli ortamda yıkıma uğrayan glikojen daha az laktik asit meydana getirmektedir.Daha az laktik asit fiziksel aktivitenin devamlılığını sağlar.Oksijenli ortamda ATP' nin elde edilmesi 2 dakikayı bulmaktadır. 2 dakikadan 2-3 saate kadar olan aktivitelerin baş enerji kaynağı AEROBİK sistemdir.
          Futbolda araştırmalar sonucu göstermiştir ki % 50 aerobik sistem % 50 ' de anaerobik sistem etkili olmaktadır.Girilen oksijensiz aktivitelerden tekrardan yenilenmede büyük ölçüde sporcuların aerobik kapasiteleri belirleyici olmaktadır.




 ANAEROBİK  ALAKTİK SİSTEM : ( ATP-CP )
  ATP  Kaslarda sınırlı sayıda depo edildiğinden sürat çalışmaları gibi şiddetli egzersizler sırasında çabuk tükenir.ATP nin bu çalışmalarda tükenmesine ilk olarak yardıma koşan
CP ( kreatinfosfat) olur. CP -----> C+P ' ye bölünerek ( kreatin + fosfat ) enerjisinin devamına ve buunla beraber ATP' nin tekrardan oluşumuna olanak sağlar.Aerobik sistemde anlatmıştık 3 ATP li ( Adenozin3fosfat) 1 fosfat ayrışıyor ve ADP ' li ( Adenozin2fosfat) kalıyordu.Bu sistemde CP' nin C+P şeklinde parçalanması P' nin ( 1 fosfat ) ADP'le birleşerek tekrardan ATP nin oluşumu gerçekleşir. ( ADP + P )
     CP' nin C + P ' ye bölünmesiyle kas kasılmaları doğrudan açığa çıkmaz.Bu enerji ATP' nin yıkımından sonra kalan ADP ' nin ADP+P ve tekrardan ATP nin oluşumuna neden olmaktadır. CP ' nin kaslarda sınırlı bulunması bu sistemle enerji elde edilmesi 8-10 sn kadar sürer.Bunun ilk 3 sn' den sonra CP ' nin parçalanması ve ATP yi yeniden meydana getirir.
    Bu enerji sistemi ani çıkış,evmelenme,ani reaksiyon,ani olarak topa vurma,kafaya yükselme. birden bire kafaya yükselme ani patlayıcı çıkışlar vb hareketlerin gerçekleşmesinde ATP_CP sisteminin önemi ortaya çıkar.


ANAEROBİK LAKTİK ASİT SİSTEMİ :


ENERJİ  + 3 P ( fosfat ) + 3 ADP ------> 3 ATP 

GLOKOJEN -------> ENERJİ + LAKTİK ASİT

                       ____ Glokojenin anaerobik yoldan parçalanmasıyla 3 ATP elde edilmektedir.

                       ____ 8 - 10 sn sonrası şiddetle devam eden aktiviteye gerekli olan enerji kaslarda,

karaciğerde ve kalp de depolanmış glokojenin parçalanmasıyla elde edilir.

                        ____ Oksijenin enerji açığa çıkarmada ki yokluğu laktik asit in artık ürün olarak oluşmasına neden olmaktadır.Laktik asit kaslarda yorgunluğun oluşmasına neden olan bir artık üründür.Vücuttan atılaması sporcunun teknik-taktik ve fiziksel yeteneğinin düşmesine neden olur.
                       
                       Genel olarak     100 metrelik bir koşu üzerinde her üç sistemi göstermek gerekirse oluşan olay şöyle açıklanabir.


0             5m               10m                              30m                                           60m                        100m
 |___|_____|_________|_____________|________|
       1.5 sn-                 2sn                                4 - 5 sn                                                8-10 sn                                                     12 - 14 sn

    0 _     5 m ____|   Bu mesafede tepki ve reaksiyon sürati görülmekte 0_ 1,5 zaman aralığında meydana gelen ivmelenme hareketiyle tamamlanır.

    0m     10m ____|  Bu mesafe içinde tepki-reaksiyon ve sezinleme süratiyle birlikte sprint süratide görülmektedir. 10 metreyi yaklaşık 2 sn ulaşılır.

    0m   30m _____|  Bu mesafede parçalanmış olarak görülen sürat 30 metrede kendini tamamlar. 4-5 sn içerisinde bünyenin ulaştığı en son hızı meydana gelir.Nabız 160 - 180 olarak görülür. Metebolizma anaerobik alaktik sistemde çalışmıştır.

    0m   60m______|  Bu mesafede yukarıda anlatılan sürat ve bölümlerinin tamamını gerçekleştiren vücudun yakaladığı son sürati 60 metreye kadar devam etirebilme yeteneğidir.Yani ''süratte devamlılık'' olarak tanımlanır.Bu mesafeye ulaşıldığın da ANAEROBİK LAKTİK sistemde çalışılmış ve laktik asit birikimi başlamıştır.Bu sistem içine giren sporcunun enerji üretiminde oksijen kullanmamaktadır.
    0m   100m_____|  60 m' ye kadar sürat ve süratte devamlılığı tamamlayan metabolizma artık mesafenin son 40 metre' sini anaerobik laktik asit sisteminde mesafeyi tamamlamaktadır.Yani oksiyensiz ortamda hareketini son 40 metreyle tamamlamak zorundadır.Bu takriben bir futbolcu için 12-14 sn zaman alır.Kalp vektörü 200 ila 220 arasında olur.Bu çalışmada solunum sıklaşmış ve sporcunun oksijene ihtiyacı artmıştır.

                 Kısaca bunları anlattıktan sonra futbolda oluşan sporcunun sürat tarzı ve enerji sistemi kullanımı çok farklılıklar göstermektedir.Oyun içerisinde sporcudan birçok hareketi yüksek performansda sağlamaları beklenir.Fakat sporcularda bu kapasitelerin geliştirilmeyerek bunların onlardan beklenmesi büyük gaftır.Futbol gibi çabukluk,çeviklik ve sürat gibi yeteneklerin genetik olduğu unutulmamalı ve bunların gelişimi sağlanmalı sporcu alımında dikkat edilmesi gereken önemli yeteneklerdendir.

24 Eylül 2011 Cumartesi

ANTRENMAN

ANTRENMAN  : Sporsal verimi artırmak için belirli zaman aralıkların da organizmaya uygulanan fonksiyonel-morfolojik uyumlar yaratan uyaranlar zinciridir.
            Belirli bir sistem içinde hedeflenen sportif performansı elde etmek için; bir program çerçevesinde,sportif performans öğelerini geliştirmeye yönelik çalışmaların tümüdür.Fizyologlar antrenmanın tanımını şöyle yapmaktadırlar :
---- Vücuda yapılan tüm yüklemelerde fonksiyonel ve morfolojiye uygunluk,yüklemeler sonucu organizmada bir değişikliğin meydana gelmesi ve sonuçta verim artışına neden olunma
----Bir başka antrenman tanımı ise : Alıştırmalar yardımı ile sporcuların fiziksel,teknik,zihinsel,psikolojik ve bio-motorsal hazırlığıdır.

Planlamada temel ilkeler :
  1. Organizmaya yükleme ve dinlenme arasındaki fazlaya tamlama ( süper-companisation)
  2. Düzenli olarak yüklenebilme sınırları dahilinde,gittikçe artan (progressive) yüklemeye uygunluk
  3. Antrenmanların uzun dönem hedefli ve planın kısa hedefler de değişebilmesi
  4. Planlananın mantıklı ve erişebilirliğinin olması
  5. Antrenmanların periyodik olarak uygulanması
  6. Antrenmanların geliştirmeyi hedeflediği özelliklerin tümüne yönelik olarak planlanması
  7. Genel ve özel eğitim ilkeleri çerçevesin de geçerli kurallara uyulması
  8. İçeriğin,yöntemin ve yüklemenin her antrenmanda değişiklik göstermesi,Antrenmanın sıkıcılıktan kurtarılması
  9. Antrenmanların bireysel farklılıklar hesaba katılarak,bireysel gelişimi de hedeflemeli
  10. Genel gelişime uygunluk
  11. Antrenmanların kesintisizce uygulanması ve devamlılığının sağlanması
  12. Olası sorunlar düşünülerek planlanması,değişen antrenman hedeflerine göre yüklemelerdeki oranlamalırın yeniden gerçekleştirilmesi
  13. Antrenmanlarda teknolojinin sunduğu yardımcı araçlardan  mümkün olduğu kadar yararlanılması
Temel görevler :                                    
  • Bedensel gelişim 
  • Teknik gelişim
  • Taktik gelişim
  • Zihinsel gelişim
  • Psikolojik gelişim
  • Pedogojik gelişim   
Antrenman metodları  :
  • Müsabaka metodu
  • Tekrar yükleme metodu (interval)
  • Yoğun aralıklı yüklenme (Hight interval)
  • Düşük aralıklı yüklenme  (low interval)
  • Farklek yöntemi 
  • Değişik tempolu koşular metodu
  • Devamlı yükleme metodu (intensiv )                     

BESLENME

BESLENME :   Sağlıklılık ve normallik; Üretkenlik ve ilişkilerin anlamlı olmasıdır.Bedensel,ruhsal ve sosyal olarak tam olma haline denir.
        Yapılan araştırmalar sonucunda erken ölümlere sebep olan dört önemli risk faktörü vardır.

  • ŞİŞMANLIK
  • YÜKSEK TANSİYON
  • DİYABET
  • SİĞARA
        Yüksek tansiyon ve diyabet çoğunlukla şişmanlığa eşlik eden bir sağlık problemidir. Şişmanlık ruh sağlığı açısından '' ölümcül '' olmasada önemli risk faktörüdür.

Ayar mekanizması ( set point ) :  İnsanların büyük bir bölümü belirli bir beden ağırlığına ulaştıktan sonra,uzun süre bu ağırlık çerçevesinde hayatlarını idame ettirirler.Bu durum büyük ihtimalle insanın beden ağırlığını düzenleyen '' Ayar mekanizmasından'' kaynaklanmaktadır. Hipotalamusta bununan bu mekanizma genetiktir.

Sağlıklı beslenme  :  Enerji kaynakları incelendiğinde bunlar; Karbonhidratlar-yağlardır. Proteinler ve minareller yakıt kaynağı değildir.Enerjinin açığa çıkmasında ve metebolizmanın işlemesinde mineraller ve proteinlerin önemlidir.Bio-enerji açığa çıktığında öncelikli enerji kaynağı karbonhidratlardır.Bu nedenle sporcularda özellikle haftalık beslenmede karbonhidrat yükleme metodu uygulanır.İlk üç gün karbonhidrat yüklemesi yapılarak hücre yapılarında hazır bulundurulur.Son üç gün ise protein ağırlıklı beslenme önem kazanır.Böylece hücreler beslenir ve çok az hücre yıkımı sağlanmış olur.Yağlar çok dikkat edilmesi gereken bir beslenme çeşididir. 
Aktivitelerde yıkımı ve parçalanar enerji oluşumu gerçekleştiği için karbonhdratlardan sonra tercih edilir.Fakat önemli bir yakıt kaynağıdır.Çok yüksek yoğunlukta ki çalışmalarda kendini gösterir ama oksijene ihtiyaç duyar.Vücutta laktik asit birikiminede sebep olurlar.Bunu kimyasal olarak anlatırsak ;

  % 53  karbonhidrat + % 27  yağlar + %17 Protein + % 3 Mineral
 Beslenme idealdir.

  • Çeşitli yiyecekler tüketmek
  • İdeal kiloyu korumak
  • Çok yağdan ve kollestrolden kaçınmak
  • Fazla şekerden uzak durmak
  • Fazla sodyumdan uzak durmak
  • İçki içerseniz makul ölçüde kalın
  • Karbonhidratlardan korkmayın
SAĞLIĞIN KORUNMASI  :    Ne kadar çok çeşitli yiyecek tüketirseniz, belirli bir beslenmenin eksikliğini veya fazlalığının yol açacağı sakıcalardan o kadar uzak kalırsınız.
           Meyve ve sebzeler mükemmel vitamin kaynağıdır.Özellikle A ve C vitamini açısından. Buğday ve diğer tahıllar B vitamini içerir.Et ise yağ ve mineraller olduğu kadar demir de içerir. Minareller; Thiamine ve B12 yide içeren birçok vitamin kaynağıdır.Hayvansal ürünler kalsiyum kaynağı olup pek çok besinde içerir.

  • Meyve sebzeler
  • Tahıllar
  • Düşük yağlı süt,peynir ve yoğurt
  • Et,balık,yumurta,tavuk
  • Baklagiller ( Bezelye,fasulye,barbunya,börülce)

18 Eylül 2011 Pazar

TAKIM DİSİPLİNİ

                                  TAKIM DİSİPLİNİ

          Takımın her üyesinin genel başarı için gösterici caba çok önemlidir.Sadece disiplinli takımlar oluşturmak ve saha başarısı elde etmek geçici başarı olacaktır.Takımlar saha dışı disiplini de koruyabilmiş olmalıdırlar.Genel de futbol da başarı ebeviyenler,oyuncular,antrenörler ve yöneticilerin çok daha ilgili olmalarıyla olumlu sonuçlara ulaşılabilmektedir.
          Aslında takım disiplini bakımından en büyük korkuları yada zorlukları antrenörler yaşarlar. Çoğu zaman antrenör kaybeden veya etkisiz olan ekibiyle düzeni ve disiplini koruması mümkün değildir.
          Disiplinli ve iyi ekipler yaratmanın belirli ön koşulları aşağı da çıkarılmıştır.Fakat bunların tamamıyla ekibinize uygun olduğunu söyleyemem sizde kendi yetenek ve yöntemlerinizle daha iyi ekipler yaratabilirsiniz.
1_Önceden planlamak:
        Antrenman planlamaların da başantrenör ve yardımcı antrenörlerin organize olması,olabilecek tek ve en önemli etkinliktir.Bu oyuncuların uygulamaları düzenli bir şekilde yapmalarını sağlayacaktır.Amaç ve hedeflerin organizasyonun gerçeklerine uygun belirlenmelidir.
Mümkünse teknik heyetin sayısının artması eğitim süresince ciddi tedavi olasılığı daha yüksektir. Uygulamalar ve aktiviteler kolaylıkla,etkin ve '' kısa zamanda'' oyuncuların güçlü karakterlerinin gelişmesini ve elindeki işe odaklanmasını kolaylıkla sağlanır.Eğitimler anlamlı ve önemli yapılarak oyuncuları dikkat etmeye,odaklanmaya ve daha fazla motive olacakları görülecektir.


2_Etkinlikleri dikkatlice seçmek:
        Hiçbir şey 'onlara can sıkıcı' antrenmanlar kadar zarar vermez.Oyun yeteneği için uygunsuz çalışma, çok zor çalışma yada çok kolay çalışma onları etkilemez.Sıkıcı antrenman oyuncunun yeteneklerinin ve motivasyonunun düşmesine sebep olurki bu çok zararlıdır.Etkinlikler ; eğlenceli, zorlu ve oyunun kendi doğasını ve taleplerini çoğaltmak olmalıdır.Bu şekilde oyuncular harcadıkları zamanın boşa gitmediğini anlamalıdır.Bu faaliyetler onların rekabet arzularını en iyi yaşamasına motive eder.Oyuncular antrenmanda sürekli hareketli ve ilgili olmalıdır.Burada bol top ve elle oyunlar düzenlenmeli ve böylece iyi bir etkinlik topla sağlanacağından gereksiz zaman kayıplarıda ortadan kalkacaktır.Hatta genç oyuncular harika bir oyun gerçekleştirdiklerin de ilgileri daha da artacaktır.Gençliklerin de enerjilerini bu yönde harcadıkları için sağlıklı, eve döndülerinde yorgun olduklarından erken uyuma istekleri de doğacaktır.Aileler de bu durumdan hoşnut olacaklardır.Eğlenceli ve çekici aktiviteler takdir alacağı unutulmamalıdır.

3. Uygun Davranışların oluşumu :
         oyuncuların oyun oynarken nasıl davranışlar göstereceğini  kestirebiliyorsanız, doğru zamanda  ya da oyun oynarken uygun davranmalarını söylemek değil  onları tanımakla  mümkün olacak. Bu, hemen uygunsuz davranışları görmede ilk adım olacaktır. En kısa zamanda bunu alarm kabul edip, onunla mücadele etmesi gerekmektedir. kafanızda net bir resme sahip olmanız müdahalede belirleyici olmanızı sağlayacaktır. Ardından, aynı zamanda bu durumla başa çıkmak için  nasıl yaklaşacağınızla da ilgili kafanızda net bir resim olmalıdır. Performanslarını yükseltmek için  onları yüceltmek veya cezalandırmakla iyi sonuç alınmaz. Özellikle genç oyuncular eğlenceli  faaliyetler onları yükseltmekte daha etkilidir. Birincil arzuları kendi akran grubuna dahil olmaktır. Bu nedenle, faaliyetten  men edileceklerini söylemek daha etkili bir şekilde sorunların üstesinden gelinmektedir. Bir antrenör dediğini yapmaktan “rol kullanımından korkmamalıdır!“

4. Ebeviyenlerin Katılımı.
 Özellikle genç oyunculara  veliler destek olmalı ve disiplin politikalarının güçlendirilmesi açısından veliler büyük önem taşıyor. oyuncu davranışlarında senin beklentilerini açıkça ve çekinmeden veli toplantısı sırasında belirtilmelidir. Çalışmalarına  destek. Benim deneyimlerime göre, onların bundan mutluluk duyacağı görülmüştür.

5. Unutmayın, siz bir  Rol Modelsiniz.
      Her zaman en iyi konuşan eylemlerimizdir.Çok yüksek sesle  oyunculara hatırlatmalar yapmak etkili olmaz.Ne söylediğinizi de duyamazlar. Saygı için sorgulamalarını beklemek gerekir, ancak biz de (hakem gibi )problemler için soran insanlara saygı duyduğumuzu  gösterebildiğimizde  o zaman sonuç alırız . Biz oyuncular dan birbirlerine karşı nazik olmasını bekliyoruz, ancak kendimiz bir türlü nazik değilsek, o zaman en kötü sonuçlar bizi bekler. Model uygun davranış ve karşılığında iyi davranış beklentisi içinde olmalı.

6. Kendilerini savunmada rol ve sorumluluk arasındaki farkı görülmelidir.
" çocuklar çocuksu  olacak" büyük bir ifade  bir yandan hem mazeretler hem de bir sürü uygunsuz davranışları doğurur, ve biz tüm çocukların yanılgı içinde olduğunu düşünürüz. Oyuncuların açıkça uygunsuz  hareketleri zamanla  hızlı, uygun eyleme dönüşebilir. Ancak, oyuncular bir an da kendini unutur, sonra hafif bir hatırlatma herhangi bir kötü niyetinin olmadığı  görünmeyecek ve belki böylesi daha uygundur. Sadece hatırlıyorum, gençler genellikle iki tip davranışı gizleme  de oldukça ustadırlar. Hepimiz keskin bir gözle bu farkı görmemiz  böylece uygun hareketin oluşmasını elde edebiliriz. 

7. Son olarak, Onların Ayakkabılarını giydiğinizden emin olun.
Bu ne demektir?  Hem eğlenceli hem de eğitici eğlenceli bir uygulama planlamayı unutmayın .Her zaman kendinize sorun, “Siz onların yerin de olsaydınız ne gibi uygulamalardan zevk alırdınız.Bu uygulamaları nasıl nerede ve kimle yapmak isterdiniz?" Bu olası sorunlar bir sürü sorunları önlemenizi sağlayacaktır.


17 Eylül 2011 Cumartesi

Savunmada ve Hücumda Davranışlar

                   SAVUNMADA      VE       HÜCUMDA DAVRANIŞLARA                 GÖRE                   4    DÖNEM:

       Müsabaka oynayan iki takımın sahadaki davranışlarına bakarak futbol oyunu dört döneme ayrılır.Her dönemde oyunculardan beklenen görev değişiktir

1.DÖNEM  ( savunma )
       Top karşı takımın ayağına geçince yapılacak şeyler şunlardır...
a_Topu almaya çalışmak.Bu arada karşı takımın hücumunu geciktirmek
b_Ceza alanı ve civarını kontrol altına almak ve karşı takımın forvetleri markajda tutmak.

2.DÖNEM ( geçiş )

        Karşı takımın hücumunu etkisiz kıldıktan sonra hemen karşı hücuma geçmek.Yapılması gerekenle şunlardır...
a_Topu hemen bir orta saha oyuncusuna vermek.
b_Aynı zamanda savunmaya dönmüş hücuma dönük oyuncuların konumlarını almalarını sağlamak.

3.DÖNEM ( hücum )
    
       Topun kazanılmasında rakip oyuncular toparlanmadan hücum etmek gerekliliktir.

4.DÖNEM ( sonlandırma )

      Genel amaç şunlardır :

1_Rakip savunma içinde kaleye şut atabilecek boş bir alan yaratmak
2_O boş alana markajdan kurtularak yer bulan oyuncuya pas çıkarmak.

     Not : Zaman savunmacıların en büyük yardımcısıdır.Savunmada ve hücum da doğru zamanlama,hareketin şiddeti ve aldatıcılığı önem kazanmaktadır.


       SAVUNMA BECERİLERİ :                                 ORTA SAHA BECERİLERİ      :
  •  Topa basmak                                                     a_Sürekli yüksek tempolu oyun
  • Bloksal savunma                                                b_Destek sağlamak
  • Sıkıştırarak savunma                                         c_İleri çıkış koşuları
  • Savunmada derinlik                                           d_Oyun geliştirmek
  • Savunma tekniğini sıralamak                            e_Dar alanda seçenek bulmak
  • Alan savunmaları                                                f_Top çalmak
  • Adam adama savunma
  • Hücumu geciktirme
            TAKIM BECERİLERİ  :                                        FORVET BECERİLERİ :
  • Top taşımak                                                         1_Hücuma odaklanma
  • Duvar pasıyla geçme                                           2_Savunma üzerine oynama
  • Bindirme ( deplase )                                            3_Daha fazla atak yapma
  • Hücum başlatma                                                  4_4 pasla sonlandırabilme
  • Nereye,neden pas ve pozisyon bulma                5_2v1 avlama ve atak
  • Pas ve konuşma                                                  6_Oyunsal sonlandırma kombinazisyonları
  • Etkili pas becerisi                                               7_Hücumda 1 fazla olmak 
  • Aksak bölgelerin gelişimi
  • Etkili ve baskın oynama
  • Tempolu oynamak


 
 







Hücum prensipleri

     Futbol oyunu zaman içerisinde değişerek gelişmiş ve gelişmektedir.
     Her şampiyonada değişik stratejiler geliştiriliyor ve her ülke insanın yapısına uygun oyun anlayışı ile şablonlarını yansıtmaktadırlar.
     Brezilya,italya,Almanya,İngiltere,Doğu avrupa, Afrika ve uzak doğu ülkelerinde farklılıklar gözlenmektedir.Futbol temel olarak iki şekil de incelenir.
1_Savunma yapmak
2_Hücum etmek
Savunma ve hücum yapabilmek  oyun prensiplerini kavranmasıyla mümkündür.Takım halinde savunma ve hücum etmek futbolun olmazsa olmazıdır.
                             
          HÜCUM PRENSİPLERİ :




1_DERİNLİK: Takım oyuncularının alan kazanma ve toplu takım arkadaşını desteklemeyi ve toplu arkadaşına öncelikle topla oyun geliştirmesi için alan yaratmak sonra top kullanmayı gerektiren bir hücum prensibidir.Bu uygulama top kullanmada gecikmek ofsayt kuralına sebebiyet verebilir.



 2_DESTEK : Takım arkadaşına hücum becerilerinde seçenek sağlamak ve çözüm olma ( önünde,arkasında,omuz açısında) düzen almakBunları yapmakla rakip katı savunmaları çabuk geçmekle birlikte,takımın hücumda topun kendilerin de kalmasınıda amaçlamaktadır.


3_DELİCİLİK: Herhangi bir saldırının en önemli amacı rakip savunmayı dağıtmaktır.
  • Dripling veya çalımla savunma içine girme ve geçme
  • Kısa pas veya uzun ters topla savunmayı etkisiz kılmak
  • Şut çekmek
  • Sayısal üstünlük sağlamak


4-GENİŞLİK : Oyun alanına yayılmak ve geniş alanda oynamak rakibin savunma ilkelerini uygulama ve konsantrasyonunu bozar.Hücumda; düşüncede ve yönde değişikliklerle savunmaya hata yaptırılabilir ve savunma içinde boşluk oluşturup pozisyon bulmayı ifade eder.



5-YARATICILIK: Bir oyuncu yeteneğini en az bir rakip oyuncuyu etkisiz bırakmak için kullanmalıdır.'' Beceri,yetenek,yaratıcı, ani bir sıyrılma,stopla dönme ve şut'' bu hareketler oyun içinde beklenmeyen bir büyüdür.Böylece savunmayı etkisiz yakalayıp sonuç için gol yapılabilir.Gol oyunun meyvesidir.Tatmak gerek....

                 6-HAREKETLİLİK:  Hücum eden takımın Topu rakibe göstermeden hızlı ve harekeli oynayarak, savunmayı dağıtmak ve parçalamak anlamına gelir.Katı savunmalara karşı güçlü, çabuk ve etkili kararlar alan hücumcular oynatmak gerekir.Amaç savunma içine etkili girmek ve gol için boşluk yaratmak olmalıdır.                                                                                                     

SPORT

                                                          S P O R
    Spor evrensel kültürün bir parçası, dünyada dili, ırkı, dini farklı insanları birleştiren önemli bir vasıtadır. Dünya barışına katkı sağlayan bir etkinliktir, diyebileceğimiz gibi çağımız sporunu; fiziksel faydalarının yanı sıra insanların ruhsal sağlığını da olumlu yönde etkilemek, sosyal ve moral kazançlar sağlamak amacı ile yapılan hareketler topluluğu olarak da tanımlayabiliriz. Görüldüğü gibi sporun belirli sözcükle kalıplaşmış klâsik bir tanımı yoktur.

Spor sözlük anlamı olarak lâtince DİSPORTARE ve DESPORT biçiminde "dağıtmak, bir birinden ayırmak" anlamına gelen sözcüklerden 17 yüzyıldan sonra günümüze gelinceye kadar ilk hecesi aşınarak "SPORT" biçimine dönüştüğü araştırmacılar tarafından öne sürülmektedir.

Britannica ansiklopedisi spor'u " Belirli ölçüde güç ve beceri gerektiren yarışmalı ve eğlenceli etkinlikler." olarak tanımlamaktadır.

Sportif ögelerin tümünde dinlenmek, eğlenmek olduğu kadar aynı zamanda sosyal bir kaynaşma da vardır. Toplumla kaynaşma ve özdeşleşme konusunda spora önemli görevler düşer. Sporun sağladığı bedensel ve ruhsal anlamdaki doyum olanakları, serbest zamanları ve yaşam seviyeleri düzenli olarak artan sanayileşmiş ülkelerin özlemini duyduğu yeni bir yaşam şeklinin ayrılmaz parçasıdır.

İnsanlık tarihinden bu güne değin insanoğlu hep çalışagelmiştir. İlk çağlardan günümüze kadar savaş için çalışmış, barış için çalışmış, kendi egoları olduğu kadar içinde bulundukları toplum için çalışıp durmuşlardır. Peki böyle bir efor kaybı ile bu insanların hepsi spor mu yapıyordu? Sözcüğünün bu günkü tanımına göre tarihte spor ne zaman başlamıştır?

Sporun ne zaman başladığının belirlenmesi hemen, hemen olanaksızdır. Bazı araştırmacılar bu soruya; "Spor insanlığın yer yüzüne yayılması ile başlamıştır." derken, bazıları ise spor'u; "İnsanların ilk çağlarda ana babalarından, daha sonra içinde yaşadıkları kavim ve kabilelerden taklit etmek suretiyle öğrenmişler." demektedirler.

İnsanın doğadaki ilk hareketini spor olarak kabul edersek bu konudaki görüşlerin çatıştığını görürüz. Spor vücudu çalıştırmak suretiyle elde edilen güçle bazı işleri yapmak demektir, anlamında kullandığımızda; ilk çağlardan bu güne değin yaptığımız her türlü çalışmanın spor olduğunun kabullenilmesi gerekerdi.

Günümüz anlayışına göre spor ilk başta çok önemli bir kitle eğitim vasıtasıdır. Spor insan bedenini fiziki yönüyle geliştirdiği gibi oyunlar, hareketler, yarışmalar vasıtasıyla aynı zamanda insan seciyesini, egosunu, davranış niteliğini, psişik yapısını belirleyen yeni bir bilim dalıdır.

FUTBOLUN VİZYONU VE MİSYONU NE OLMALIDIR ?

EN ETKİLİ ANTRENMAN NASIL GERÇEKLEŞİR? VİZYONU NE OLMALIDIR?
       Rahat ve ılımlı bir ortama sahip ,herkesin katılımda bulunduğu,tartışmaların yapıldığı,amaç ve görevlerin değişen,gelişen futbol anlayışlarına ve koşullarına uygun olan ve bunların tüm takım üyelerince anlaşılıp kabul edildiği,anlaşmazlıkların yaşanmasıyla birlikte fikir birliğine ulaşmanın mümkün olduğu,tüm üyelerin fikirleri kadar,duygularını da açığa vurduğu yapılacak işlerin açık yüreklilikle paylaşıldığı ortak çalışmaların müsabaka şartların da gerçekleşmelidir.

  • Teknik adam merkezli olmayan fakat; teknik adamın her şeyin farkında olup,plan-sevk ve idare etmesi
  • Tüm oyuncuların düşünerek ve hedeflere uygun,olumlu davranışlar sergilemesi
  • Takımın hedefine ulaşma yolunda çeşitli metodların uygulandığı,sorunların etkin bir tarzda tespiti,çözümleri ve bunlara herkesin katkı sağlaması
  • Müsabaka koşullarının belirli seviyelerde de olsa yaşanması
  • Eğlenceli ve amaçlara hizmet etmeli

MİSYONU NE OLMALIDIR?

         Her zaman ve her koşullarda antrenmanlarla kazandığı futbol oyun bilgisini müsabaka şartların da uygulayabilme becerisine sahip oyuncular yetiştirmek olmalıdır.

         Kaliteli oyuncu; Her türlü oyun şartların da doğru ve tek bir beceri değil, doğru bir çok becerisi oluşmuş oyuncudur.Üst düzeyde başarısı olan oyuncuların her türlü pozisyon da birden fazla beceri kullanabilen oyunculardır.

FİTNESS (form düzeyi) KONTROL ETMENİN DÖRT YOLU :

FİTNESS (form düzeyi) KONTROL ETMENİN DÖRT YOLU :Bir antrenör ya da oyuncu olarak işimiz futbol sporun hız ve gücünü ödün vermeden en üst düzeye çıkarmaktır. Eğer uzun zaman çalışmalar size hız ve güç kaybetmenize neden olabilir. Top kesme,yorgunluk düzeyi ,dayanıklılık,devamlılık vb. spor uygulamalarında başarı sağlamak içn düzenli olarak fitness çalışmaları geliştirmek önemlidir.
Yıllık antreman veya müsabaka dönemi veya haftalık antremanlarınızda sporsal verimi yükseltmek ve geliştirmek sporda yüksek performans yeteneğine hizmet eder. Mevcut durumda sorunları değerlendirdiğinizde ilk sorun form düzeyinizi sorgulamanız gerekir.
Müsabaka döneminde form düzeyi değerlendirmeleri; çevresel faktörlere bağlı olarak kötü sonuçlarda olabilir.
Çalışma koşulları,saha yüzeyi,rakibin kalitesi,hava şartları karşılaşmalarda sonuca direkt etki eder. Maç analizi sadece bir veri olur . Sporcuların form düzeyi standartlaştırışlmış testlerle kontrol edilmeli ve buna uygun ilerleme sağlanmalıdır. Bu testler çok değerli olabilir. Fakat sposal verimi geliştirme çalışmaları değildir.
Yılın önemli müsabakalarında size anahtar görevi yapar gerekliantreman düzenlemesi yaparak (hız/dayanıklılık) geliştirilebilir.
Form düzeyinin yükseltilmesinde bu veriler; aşamalı olarak çalışmalardan sizin ne kadar doğru yolda olduğunuzu söyler. Fakat aylık standart uygunluk testleri nispeten homojen koşullar altında yürütülmelidir.Her ayın aynı gün aynı saatinde aynı koşullarda yapılmalıdır.
1)ANTREMANIN İLK EVRESİ(altı dakikalık vVo2 max %60-70-1 km)

---Etkin iyi ısınma
---6' lık ilk periyotta yaklaşık 1000 km tamamlanmalıdır.
---Sezon boyunca istikrarlı ilerleme doğru antreman uygulamalarıyla sağlanır. Bu kapsamda ilk aşama her antreman için önemlidir.
---İlk aşama koşusu ortalama vV02 max %50 minimum vVo2 max %70 makimum kapsite ile çalışılmalıdır. Dayamıklılık performansının en belirleyici unsurudur.
    2)SIÇRAMA EGZERSİZLERİ
    En iyi sporcular dahi her iki ayağının birbiri ile kıyaslanmasını dahi yapamayabilirler. Fakat bir ayağı mutlaka diğerine oranla daha güçlüdür. Önemli olan güçsüz ayağını çalıştırrak güçlü ayağının seviyesine getirebilmektir. Bu kazanı her iki ayağını birlikte hızlı hareket ettirilmesine dolayısı ile sporsal sakatlığın oluşmasına engel olur.
    -- %4-6 eğimli 40 m mesafe olacak şekilde tepeye doğru düzenlenecek koşular
    -- Tam bir ısınmadan sonra aşağıdan yukarıya doğru tek ve çift ayak üzerinde sıçramalar.
     --Tepe aşağı hafif tempo tam dinlnerek başlangıç noktasına gelmek
     3)GÖVDE VE KAS EGZERSİZLERİ
    Vücudun en önemli güç kaynağı karın ve bel kasları çekirdek gücü ve istikdarı konur. Çünkü; hemen hemen her sporda son derece önemlidir.Hareket sırasında üst gövde zayıfsa vücud gereksiz yere ulaşma eğilimindedir. Hareket sırasında enerji sarfiyatı gövde gücü iyiyse yüksek verimlilikte vücut taşınabiilir.
    ---Vücud ağırlığı ile sadece sizin sitiliniz tarafından desteklenen eğimli pozisyonda ön kol ve ayak kaslarının gövde kaslarıyla tamamen doğru orabtılı olarak vücudumuz çalışır. (uygun tıkanma,kas yorgunluğu,ileriye doğru hamle,durma yada çömelme) bu hareketlerde uyumlu çalışmayı sağlar.
    ---sağ kol yere paralel sol kol tekrarlı yükseltme çalışması(15 saniye)
    ---sol kol yere paralel sağ ayak çalışır diğer bacak zemin ve tekrar.
    ---Temel pozisyona dönün vebitirmek için 30 sanşye boyuncave bir haftada dört veya beş kez düzenli olarak rutin çalışma yapın.

    4)50 METREDE HIZ GELİŞTİRME EGZERSİZLERİ
    Hız, hemen hemen her sporda önemlidir ve bu çalışmalarla ilgilidir. Aynı zamanda çok basittir.
    Bütünlük içinde hız;
    ısınma egzersizi içinde 50 metrelik geliştirme egzersizinden önce yapmanız gereken düzenli yaklaşık 20 metrelik sprint çalışmalarına yer verilmelidir. Eşli çalışmalar daha faydalı olacaktır. Sezon boyunca bu çalımalar yavaş yavaş artarak yükselmektedir. Özel yada kollektif çalışmalarda düzenli olarak yüksek hızda metrik hızlanma çalışmaları ile birlikte düzenlenmelidir
    .

    KASLAR VE ÖZELLİKLERİ

    İnsan Vücudu ve Kasları 

    Hareket sistemimizin temelini kaslar oluşturur. İnsan vucudunda 650 civarında kas olup, bunların toplam ağırlığı insandan insana değişmekle beraber, tüm vücut ağırlığının % 40-50'ini oluştururlar. Bizim konumuzu ilgilendiren çizgili kaslardır ve bunlar istemli hareket ederler, düz kaslar ise istemli çalışmayan ve yavaş kasılan kaslardır. Sadece kalp kası (miyokard), çizgili kas olmasına rağmen istem dışı çalışır. Düz kaslar ve miyokard, tüm organizma ağırlığının % 5-10'unu oluştururlar.
    Kasların Ortak Özellikleri
    Kasların 5 çeşit özelliği vardır:

    1. Uyarılabilme: Kaslar, her canlı kitle gibi, kendilerine yapılan bir uyarıya cevap verme özelliğine sahiptir. Kasların bu uyarıya cevabı: "Kasılma" şeklindedir.

    2. İletebilme: Kaslar, doğal koşullarda, kas-sinir-kas arasındaki uyarıyı "Snaps" yolu ile yani sinir sistemi yolu ile iletebilme özelliğine sahiptir.
    3. Kasılabilme: Kasların, kendilerine yapılan uyarılara cevabı kasılma şeklinde olur. Beş çeşit kasılma tipi vardır
    .İzometrik Kasılma:Uzunluğu sabit kalan, fakat gerimi artan, statik bir kasılma şeklindedir. Bütün tabii kasılmaların başlangıcını izometrik kasılmalar oluşturur
    Konsantrik Kasılma: Kasın gerimi aynı kalırken, boyu kısalır. Yani, kısalarak meydana gelen dinamik bir kasılma türüdür. Vücut geliştirme çalışmasında bu tip kasılmalar çok iyi bir örnektir. Bu kasılmaya aynı zamanda "İzotonik kasılma" da denir. Genellikle insanın kassal aktiviteleri, izometrik ve izotonik kasılmaların birbiri ardına yapılmasından veya her ikisinin beraberce uygulanmasından oluşur. İzometrik ve İzotonik kasılmaların beraberce olması, yani kasın her geriminin hem de uzunluğunun değişmesine de "Oksotonik Kasılma" denir
     Eksantrik Kasılma: Dinamik bir kasılma türüdür. Kasın gerimi artarken, boyu uzar, yani konsantrik kasılmanın aksine, uzayarak meydana gelen, bir kasılmadır.

     İzokinetik Kasılma: Sportif aktivitelerde uygulanan yeni bir kasılma şeklidir. Bir egzersizin tümünde, sabit hızda, maksimal ölçüde yapılan bir kasılma şeklidir.
    Tetanik Kasılma: Bu kasılma, tek kasılmaya oranla 4 misli daha kuvvetli, uzun süreli ve daha ekonomik kasılma şekli olup, daha fazla iş görür. İstemli hareketlerimiz genellikle devamlı, yani tetanik kasılmalar şeklindedir. Kasa gelen ve tek bir uyaranın oluşturduğu kasılma bitmeden arka arkaya sık sık uyaranlar verilirse, kas gevşemeye vakit bulamaz ve devamlı bir kasılma gösterir. Tetanik kasılmanın meydana geldiği en düşük uyaran frekansına "Kritik Frekans" adı verilir.

    4. Elastik Olma: Kası istirahat uzunluğundan daha öteye gerip, uzatırsak bir direnç ile karşılaşırız. Bunu yapan, yani kası geren ve uzatan kuvvet kesildiği zaman, kas yine istirahat uzunluğuna döner. Bu aksın "Elastik olma" özelliğidir.
     5. Viskoz Kitle Olma:
     
    Kaslar, şeklini değiştirmek isteyen kuvvetlere karşı iç sürtünmeler nedeni ile bir direnç gösterirler. Kendilerine tatbik edilen kuvvet ile kasın direnmesi arasındaki denge hemen değil, ancak bir zaman sonra meydana gelir. Bu durum kasların "Viskozite" özelliğidir. Kas, yaptığımız bir hareket veya egzersiz neticesinde uzatılacak olursa, bu hareketin oluşturacağı uzunluğa hemen erişmeyip, uzamanın son kısmı yavaş yavaş meydana gelir. Diğer taraftan, hareket bitince normal uzunluğuna hemen dönmez. Kasın viskozite özelliği onun bir çeşit korunma mekanizmasıdır. Bunu, kapıların çarpmasını önleyen ve yavaş kapanmasını sağlayan yay mekanizmasına benzetebiliriz. Kaslarda bu özellik olmasa idi, ani ve şiddetli kasılmalarda, kas ve kemit bütünlüğü tehlikeye girer ve kopmalar olurdu. Viskoz özellik bir çeşit frenleme görevi yapmaktadır.

    İskelet Kasları ve Egzersiz

    İskelet kası vücudun en büyük organıdır. İskeletin üzerini sararak vücudumuza esas şeklini veren ve eklemlerle birlikte hareketi sağlayan yapılardır. Kas dokusu insan vücut ağırlığının %40-50’sini oluşturan özel bir dokudur. İnsan vücudunda İSKELET KASIDÜZ KAS ve KALP KASI olmak üzere üç farklı kas tipi vardır.
    a). İskelet Kası: Hareketi sağlayan bu kaslar, iskeletin etrafında bulundukları için iskelet kasları olarak adlandırırlar. Bir Hareketin oluşumu iskelet kaslarının kasılmasına bağlı olduğundan, iskelet kasları egzersiz fizyolojisi içerisinde ayrı bir öneme sahiptir.
    b). Kalp Kası: Sadece kalpte bulunur. Miyofibrillerin düzenlenişi yönünden iskelet kasına ve istemsiz kasılması yönünden düz kasa benzer. Kalp kası hücrelerde bol miktarda bulunan mitokondria, kasın devamlı çalışmasına imkan verir.
    c). Düz Kas: Mikroskopta incelendiği zaman diğer kas türlerine göre çizgili görünmedikleri için bu adı alır. Çalışmaları otonom sinir sistemi tarafından kotrol edilir. Bu da bu kasların istemsiz kasılmalarını sağlar. Vücudumuzda sindirim sistemi, solunum ve ürogenital sistemler gibi iç boşluk sistemlerde bulunur. Onun yerine mide, barsak, safra kesesi v.b. organları oluştururlar.
    Kas Dokusunun İskelet Kasının Ortak Özellikleri:
    1. Hareket: Kemikler ve eklemlerle birlikte yürüme, koşma gibi yer değiştirme hareketlerinin yanı sıra işin ortaya çıkmasını sağlarlar.
    2. Vücutta madde taşınması: Vücudumuzda bulunan kaslardan; düz kaslar sindirim, boşaltım ve üreme sistemlerinin hareketini sağlarken, kalp kası kanın tüm vücuda pompalanmasından sorumludur.
    3. Vücudun şeklinin oluşması: Kemiklerin etrafında bulunan iskelet kasları vücut seklinin oluşturulmasından da sorumludurlar.
    4. Isı üretimi: Vücut ısısının % 85’i kas kasılması sonucu oluşur. Ürperme iskelet kasının istemsiz kasılması sonucu ısı üretmesidir.
      İSKELET KASININ YAPISI

                 Bağ Dokusu Kılıfları 
                  İskelet kası, lif adı verilen, boyu 1 mm ile 30 cm, eni ise 10-100 mikron arasında değişen binlerce kas hücresinin bir araya gelmesi ile oluşmuştur.
     


    Kas hücresiSARKOLEMMA adı verilen hücre zarı ile örtülüdür. Her kas lifinin üzeri ENDOMİSYUM denen konnektif doku ile sarılmıştır. Yaklaşık 150 lif bir araya gelerek lif demetlerini (fasiculus) oluştururlar. Bu demetlerin üzerini saran konnektif doku ise PERMISYUMadını alır. Nihayet lif demetlerinin bir araya gelmesiyle de iskelet kası oluşur ve kasın üzerini deEPİMİSYUM adı verilen bir konnektif doku sararken tüm vücut FACİA adı verilen bir konnektif doku çevreler.



    Kas liflerinde endomisyumun hemen altında sarkolemma adı verilen hücre zarı bulunur Bu zar sarkoplazma adı verilen hücre plazmasını çevreler. Her lif sarkoplazma içerisinde asılı halde duran yüzlerce MYOFİBRİL’den (lifcik) oluşmuştur. Myofibriller, protein yapısındaki ince ve kalın myofilamentlerden oluşmuşlardır. Bunlardan ince olan ağırlıklı olarakAKTİN olmak
    üzere TROPONİN veTROPMYOZİN moleküllerinden, kalın olan ise MYOZİN moleküllerinden oluşmuştur. Bu nedenle ince ve kalın flamentler sırasıyla aktin ve myozin flamentleri olarak da tanımlanırlar. Myozin flamentleri orta bölgeleri dışında, çapraz köprüler içerirler. Çapraz köprülerin başlarında myozin ATP’az enzimi yer alır. Bu enzim ATP’yi parçalayarak ADP+P+ENERJİ oluştururlar. 
           İskelet kaslarına çizgili görünümü veren aktin ve miyozin filamentlerinin dizilişidir. Sarkomer üzerinde, yalnızca aktin filamentlerin bulunduğu bölge I bandı adını alır ve ışık mikroskobunda açık renk görüntü verir.
    Öte yandan aktin ve miyozin flamentlerinin birlikte yer aldığı kısımlar daha koyu renk görülürler. Bu bölgeler A BANDI olarak isimlendirilirler. A bandının ortasında aktinin ulaşamadığı ve yalnızca miyozinden oluşan bir alan vardır. H BÖLGESİ olarak adlandırılan bu bölge I bandından daha koyu, A bandından ise daha açık renkte görülecektir. I bandı ortasında dikey olarak uzanan Z ÇİZGİSİ bulunur. Böylece, dinlenim durumundaki, iki Z çizgisi arasında H bölgesini saymazsak sırasıyla I-A-I bantları yer almış olur. Z çizgileri bir bir myofibrilden diğerine doğru uzanarak kas lifinin içindeki myofibrilleri birbirine bağlarlar. İki Z çizgisi arasında kalan bu bölgeye SARKOMER adı verilir. Sarkomer kas kasılmasında kısalma ve uzamanın gerçekleştiği bölümdür.


                               T Tübül-Sarkoplazmik Retikulum Sistemi




    Saroplazma içerisinde yer alan organellerden birisideSARKOPLAZMİK RETİKULUM,uzunlamasına (longitudinal) tübüller ve bunların sonlandıklarısarnıç bölgelerinden oluşur. Uzunlamasına tübüller myofibrillere paralel olarak yerleşmişlerdir. Sarkoplazmik retikulum sarnıçları, hücre zarından lif içine doğru kıvrım yapmasıyla oluşan transvers tübüllerle (T tübüller) her iki yanda komşuluk yapar. Böylece T Tübül-Sarkoplazmik retikulum Sistemi ilişkisi sayesinde aksiyon potansiyeli lif içlerine kadar iletebilir. Bu ileti bir kalsiyum deposu olan sarkoplazmik retikulumdan Ca++ iyonunun sarkoplazmaya salınmasına yol açarak kas kasılmasına neden olur. T-Tübül Sarkoplazmik Retikulum Sisteminin kas lifinde oluşturduğu hacim, antrenmanlı bireylerde normalin 3 katına kadar ulaşabilir.

    GÖĞÜS KASLARI:

     M. latissimus dorsi: Geniş, yassı, üçgen biçiminde bir kastır. Trapez kasın önünde son 6 göğüs omurlarının spinal çıkıntılarından, son 3-4 kaburga’dan ve crista iliaca’nın arka bölümünden başlar. Lifleri üstte enine, ortada ve altta yukarı, dış yana doğru uzanır. M. teres major’ün alt kenarından kıvrılarak crista tuberculi minoris humeri’de sonlanır. Siniri; n. thoracodorsalis’tir. Görevi; kola içe rotasyon, ekstansiyon ve adduksiyon yaptırmaktır. Kolu ve omuzu aşağı arkaya çeker.Uzunluğu sabit kalan, fakat gerimi artan, statik bir kasılma şeklindedir. Bütün tabii kasılmaların başlangıcını izometrik kasılmalar oluşturur.

    M. deltoideus:  
    M. supraspinatus:  
    M. infraspinatus:  
    M. subscapularis:  
    M. teres minor:  
    M. teres major:
                                                  KOL KASLARI

    Caput longum: Omuz eklemi kapsülü içinde tuberculum supraglenoidale’den uzun bir kiriş ile başlar.

    Caput breve: M. coracobrachialis ile birlikte processus coracoideus’un ucundan başlar. Kirişi tuberositas radii’nin arka kısmına yapışır. Kirişin yüzeyel kısmı içe doğru kıvrılarak ön kol fasyasına yapışır. Bu uzantıya aponeurosis bicipitalis (lacertus fibrosus) denir. Görevi; ön kola supinasyon ve fleksiyon yaptırmaktır.

    M. biceps brachii:  
    M. brachialis:  
    M. coracobrachialis:
                                             Arka Loj (Ekstansör Kompartman) Kasları
    M. triceps brachii: Üç başlıdır:
    Caput longum: Tuberculum infraglenoidale’den başlar.

    Caput laterale: M. biceps brachii’nin altındadır. Humerus dış yüzündeki sulcus nervi radialis’in lateralinden başlar.
    Caput mediale:Sulcus nervi radialis’in altında humerus iç yüzünden başlar. Olekranon’a ve aponeurosis tricipitalis ile ön kol fasyasına yapışır. Bu kasın alt bölümünün derin yüzünden ayrılan lifler m. articularis cubiti olarak isimlendirilir. Siniri; n. radialis’tir. Görevi; ön kola ekstansiyon yaptırmaktır. Kolun üst iç kısmında bulunur. Processus coracoideus’un ucundan m. biceps brachii’nin caput breve’si ile birlikte ortak bir kirişle başlar. Humerus’un iç kenarının orta 1/3 kısmına yapışır. N. musculocuteneus bu kası delerek geçer. Görevi; kola biraz fleksiyon (öne, içe doğru) ve adduksiyon yaptırmaktır. Ön kola etkisi yoktur.M. biceps brachii’nin altındadır. Humerus’un alt yarımında ön yüzünden başlar. Bu başlangıç deltoid kasın insersiyosunu kuşatır. Kalın, geniş bir kiriş ile tuberositas ulnae’ye ve processus coronoideus’un ön yüzüne yapışır. Görevi; ön kola fleksiyon yaptırmaktır.İki başlıdırKol kasları septum intermusculare brachii denilen septum ile ön ve arka kompartmanlara (lojlara) ayrılır. Öndeki fleksör, arkadaki ekstansör kompartmandır. 
     Ön Loj (Fleksör Kompartman) Kasları Alt açıya yakın skapula’nın dış kenarından başlar. Omuz ekleminin altından ve önünden geçer. Crista tuberculi minoris’te sonlanır. Siniri; nn. subscapulares’tir. Görevi; kola ekstansiyon ve adduksiyon yaptırmaktır.Omuz eklemi kapsülünün arka yüzünü çaprazlar ve kirişi büyük tüberkülün (tuberculum majus) en alt kısmına yapışır. Siniri; n. axillaris’tir. Görevi; kolu dışa döndürmektir.Skapula’nın ön yüzündeki fossa subscapularis’ten başlar. Eklemin önünden geçerek, tuberculum minus’a yapışır. Siniri; n. subscapularis’tir. Görevi; kola iç rotasyon yaptırmaktır. Omuz eklemini önden destekler.Fossa infraspinata’nın iç kısmından başlar. Omuz eklemi kapsülünü arkadan çaprazlayan kirişi, tuberculum majus’un ortasında sonlanır. Siniri; n. suprascapularis’tir. Görevi; kola dış rotasyon yaptırmaktır. Humerus başını abduksiyonda ekleme tespit eder.Fossa supraspinata’yı doldurur. Bu fossa’dan başlar. Tuberculum majus’un tepesinde sonlanır. Kirişi omuz ekleminin üst tarafından geçer ve omuz ekleminin kapsülüne yapışır. Siniri; n. suprascapularis’tir. Görevi; kol abduksiyonunu başlatmaktır. Eklemi tespit eder. Elde ağırlık taşınırken eklemin aşağı doğru çıkmasını engeller.Kalın, üçgen şeklinde bir kastır. Ön lifler klavikula’nın 1/3 dış kısmından, orta lifleri acromion dış yan kenarından, arka lifleri spina scapulae’den başlar. Tuberositas deltoidea’da sonlanır. Omuzun kendine özgü şeklini ve kabarıklığını yapan, bu kastır. Siniri; n. axillaris’tir. Ön lifleri kolu öne, içe çeker (fleksiyon) ve kola iç rotasyon yaptırır. Arka lifleri kolu arkaya çeker (ekstansiyon), dış rotasyon yaptırır. Orta lifleri en kuvvetli bölümdür. Kola horizontale yakın abduksiyon yaptırır (90°). Ön ve arka lifler birlikte çalışarak kola abduksiyon yaptırabilirler.Kalın, üçgen şeklinde bir kastır. Origo’suna göre üç parçaya ayrılır: